İyi bir eğitim- öğretim ancak öğrenciler kendilerini
okulda güvende ve mutlu hissettikleri zaman gerçekleşeceği için,
Şiddet mi, HAYIR! diyoruz.
Bugün dünyanın her yerinde şiddet içeren davranışların hızla arttığına şahit oluyoruz. Öyle ki, bu denli şiddete tanık olan çocuk ve gençler, şiddetin sorunların çözümünde kullanılabilecek normal bir araç olduğuna inanarak büyüyor, kendi aralarındaki küçük ve önemsiz tartışmalarda dahi kolaylıkla fiziksel ve sözel şiddet davranışlarına başvurabiliyorlar.
Yanlış bir inanç olarak şiddet, bir çoğumuz tarafından fiziksel yaralama
olarak algılanmaktadır. Halbuki şiddet, karşı tarafı bedensel veya psikolojik olarak
yıpratan, karşı tarafın istemediği, sözel, fiziksel her türlü davranış
biçimidir.
Çocuk ve gençlerin maruz kaldıkları özellikle dört çeşit şiddet biçimi vardır:
Çocuk ve gençlerin maruz kaldıkları özellikle dört çeşit şiddet biçimi vardır:
• Fiziksel şiddet
• Psikolojik şiddet
• Cinsel şiddet
• Ekonomik Şiddet
Okullarda şiddet özellikle eşyalara karşı, öğrenciler arasında ve öğretmen-öğrenci ilişkilerinde meydana gelmektedir. Öğrenciler aile içinde ve yine okulda kendi akranlarından şiddet görebildikleri gibi, bazen öğretmenleri tarafından da psikolojik (tehdit, aşağılama) şiddete maruz kalmaktadırlar. Her türlü şiddet hali, öğrencilerin kendini çaresiz hissetmesine, özgüveninin azalmasına ve bazen psikomatik hastalıklara neden olabiliyor.
Ailede ve okulda şiddet içeren saldırgan davranışlar ve psikolojik
baskılar, gelecekte yasa dışı davranışlar ve psikomatik hastalıklar için önemli
risk faktörleridir. Bu nedenle özellikle okullar, öğrencileri ilgilendiren
şiddet olaylarıyla yüzleşmek ve düzenli olarak güvenlik konusunu ele almak
zorundalar.
Çocuk ve gençler ile yapılan bir çok çalışma gösteriyor ki, onlar
şiddeti onayladıkları için değil, çoğunlukla alternatif başka çözüm yolları
tanımadıkları için şiddete başvuruyorlar. Ve en önemlisi şiddet ile karşı
karşıya kaldıklarında nasıl tepki vermeleri gerektiğini bilmedikleri için, çoğu
zaman şiddete karşı sessiz kalıyorlar.
Şiddetin görülmediği, eğitim ve öğretimin amacına ulaştığı okullara
kavuşabilmemiz için, okullarda şiddet ve şiddetin riskleri konusunda
farkındalık oluşturulmalı, çocuk ve gençlere şiddeti önleme, şiddetten korunma,
şiddetle başa çıkabilme becerileri kazandırılmalı, herhangi bir saldırı ile
karşı karşıya kalınması halinde kaba güce başvurmadan ne yapabilecekleri,
hangi yollarla şiddete karşı mücadele edebilecekleri öğretilmelidir.
Bunları biliyor musunuz?
- Şiddet, karşı tarafı bedensel veya psikolojik olarak yıpratan, karşı tarafın istemediği, sözel, fiziksel her türlü davranış biçimidir.
- Şiddet, bir insan hakları ihlalidir; insan haysiyet ve onurunu zedeler.
- Kaba güç kullanarak tepki göstermek etkili bir araç olabilir, fakat şiddet hiç bir zaman bir çözüm değildir. Aksine durumu daha da kötüleştirir ve hem failine, hem de mağduruna zarar verir. Çünkü ŞİDDET daha fazla ŞİDDETE yol açar!
- Şiddet, uygulayan için de maruz kalan için de sosyal ilişkileri ve sosyal becerileri sınırlayan öğrenilmiş bir davranış bozukluğudur.
- Önemli olan şiddetin nedenini araştırmak değil, çok geç olmadan onu ortadan kaldırmaktır! Çünkü şiddet kendiliğinden sona ermez ve şiddet ile ilgili sorunlar ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle şiddetin son bulması ve önlenmesi için dışarıdan müdahale edilmesi gerekebilir. Ve ne kadar erken müdahale edilirse, durum o kadar kolay çözülür.
- Şiddet sonuçları açısından ciddi risklere sahiptir. Bu nedenle şiddette maruz kalacağın bir durumda kaçmak veya bir başkasını yardıma çağırmak gammazlık ve korkaklık değil, akıllı davranışın göstergesidir.